Sıra dışı bir köy sıra dışı bir kadın - Zümran Ömür Çiftliği

"1.750 ₺ ve ÜZERİ ALIŞVERİŞLERİNİZDE KARGO BEDAVA"

Sıra dışı bir köy sıra dışı bir kadın
23 Ocak 2024
Sıra dışı bir köy sıra dışı bir kadın
OKUNMA : 317

Zümran Ömür, Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği Başkanı. 2007 yılında kurdukları dernekte, köydeki 45 kadın ve 15 erkek üye çalışıyor'

Kars-Ardahan karayolu üzerinde bulunan Boğatepe Köyü’ne yolunuz düşerse mutlaka uğrayın. Sizi şaşırtan çok şey göreceksiniz. Çalışkan kadınlar ‘Boğatepe Modeli’ yaratmış. Kadın Bakkal levhası sizi şaşırtacak, gezinize Zümran Ömür Hanım ise ayrı bir renk katacak

“Gittiğiniz her yer sizin değildir, ancak gitmediğiniz her yer sizin olabilir.”

Sıra dışı bir köy sıra dışı bir kadın - Resim : 1

İşte içinde bulunduğumuz ve yaklaşık 15 dakika önce Kars’tan hareket eden otobüsümüz bir saat sürecek bir yolculuk boyunca Boğatepe Köyü’ne doğru tırmanırken aklımda bu düşünce vardı.

Doğu Anadolu’nun sadece sıcak bir pencerenin ardından güzel olabilecek coğrafyasına bakarken “ne kadar büyük bir ülkemiz var” diye sık sık içimden geçirdim. İlkokuldan bu yana bildiğimiz 780.576 kilometrekarelik alanın büyüklüğünü insan ancak üzerinde yol kat ederek daha iyi anlıyor.

Bir gezgin değilim, çalıştığım iş nedeniyle sık seyahat ediyorum. Altmış yedi vilayetimizden doğan şehirlerimizi hesaba dahil etmezsek, şehir merkezine adım atmadığım bir tek Hakkâri ve Bitlis kaldı.

Özellikle kış geceleri bilmediğiniz bir şehirde dolaşırken yalnız olmanın hüznüyle pencelerden saçılan sarı ve beyaz renkli ışıklar görürsünüz. İçinde türlü türlü yaşamların gizlendiği bu pencereler gibi şehirler de kendi sokaklarının, tepelerinin ardında kalanları gizler. Aynı höyükler gibi... Siz sadece en üstteki son uygarlığın izlerini görürken, aslında göremediğiniz gizlenen zenginlikler gördüklerinizden daha fazladır ve heyacan vericidir.

BİZ NEREYE GİDİYORDUK?

Boğatepe’ye doğru yolculuğa aslında sadece kahvaltı yapmak için çıkmıştık. Her gezide olduğu gibi “akşam yemeği şu mekânda, sabah kahvaltısı ise bu” klişesinde olduğu gibi bir kahvaltı olacağını düşündük. Kars-Ardahan karayolunda Boğatepe Köyü levhasının ardından yolun sol tarafında kar örtüsünün altında bacaları tüten 100-150 hanelik köyü gördüğümüzde neredeyse tüm otobüs sakinleri birbirimize baktık: “Biz nereye gidiyorduk?”

Köy meydanı, çatılar, ağaçlar, yol kenarındaki karlara gömülerek oturmuş köpekler, park etmiş traktörler, yolda yürüyen Memet Amca dahil her şey, yani insanıyla, doğasıyla, makinesiyle, kiremitiyle hepsi ama hepsi karların içinde bize gülümseyen gözlerle bakıyorlardı. Biz de elbette hangi lokantada kahvaltı yapacağımızı düşünerek etrafa bakıyorduk. Ancak gördüğümüz sadece iki ticari mekân vardı.

Ve bu iki ticari mekânın birinin “Kadın Bakkal” levhası, bize aysbergin tepesinden köyün tüm zenginliğinin nereden geldiğini de müjdeler gibiydi.

BİR DEVRİMCİ KADIN

Oysa biz Kadın Bakkal’da değil ama sıra dışı bir kadının evine kahvaltı için konuk olacaktık. Bu durumdan hiç haberimiz yoktu. Daha da şaşırtıcı olan Boğatepe’de aynı anda ortalama 20 kişilik gruplar halinde Türkiye’nin her yerinden gelen konuklardan oluşan tam onsekiz evde kahvaltı veriliyordu.

Bugün böyle başarılı bir ticari aktiviteyi, bin 500 km uzaktan konukları köye çekerek, üstelik kendi evlerinin salonunda bir batı köyünde bile başarmak mümkün değilken Boğatepeliler bu işi nasıl başardılar?

Bu sorunun yanıtı çok basit, yapılmamış olanı yapıyorlar, köylerinin bitki türlerini önce tanıyıp, koruyup, onlardan çeşit çeşit bitkisel ürünler üreterek, Türkiye’nin en kaliteli peynirlerini yaparak, kendi kalıplarını kırarak, en yakın şehir merkezine en az bir saatlik mesafede olmalarına rağmen Fransızca öğrenerek, Fransa’dan kardeş bir köy bularak, toprağına, ülkesine sahip çıkarak olmaz denileni başararak bunu yapıyorar.

Gençliğinden beri devrimciliği, halkını ilerletmeyi kendine görev edinmiş biri olarak yazıyorum. Zümran Hanım benim hayatımda gördüğüm en devrimci kadındır. Çünkü insanların hayatını, yaşam koşullarını değiştirmiş bir kadınımız. “Büyük” teorileri yok, iş yapmamak için sığınaklar, kalkanlar üretmeden, sadece “biz yaparız” diye yola çıkanları bir araya getirerek hayranlık uyandırıyor. Konuklarına köyünü ve yaptıklarının tanıtım sunumunu yaparken büyük bir ciddiyetle hareket ediyor. Sözcükleri özenle seçiyor, diğer yandan ise konuklarının boşalan çay bardaklarını aynı sakinlik, sevecenlik ve içtenlikle dolduruyor.

Boğatepe Köyü’nü sadece gezmek için ziyarete gitmeyiniz. Onlardan öğrenerek Boğatepe modelini yaşadığımız köylerde, şehirlerde anlatarak hiçbir koşulda çaresizliğe düşülmeyeceğini gösteriniz.

Bu seyahate çıkarken çocuklarıma ülkemizin büyüklüğünü ve zenginliğini göstermek için çıktım. “Ülkemiz sadece Batı Anadolu’dan oluşmuyor” demek istemiştim. Ancak sanırım onlar da benim gibi bu geziden dönerken kalplerinde Zümran Hanım’ın başardıklarının sıcaklığıyla döndüler. Sanırım bu onlara verebileceğim en güzel yaşanmakta olan hikâyeydi.

BİR ATATÜRK KIZI: ZÜMRAN ÖMÜR

Zümran Ömür, Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği Başkanı. 2007 yılında kurdukları dernekte, köydeki 45 kadın ve 15 erkek üye çalışıyor. Zümran Hanım’ın anlattığına göre, kadın üye sayısı özellikle fazla tutulmuş. Köyün kadınlarıyla birlikte muhteşem bir iş yapıyor. Öyle ki Türkiye’de her köy böyle olsa, bugün zenginliğin ülke içinde hareket ettiği olağanüstü bir ülke olurduk.

Hindistan’dan Vinot Kumar isimli bitki doktorunu misafir etmişler. Kumar, onlara köylerindeki endemik bitki türlerini öğretmiş. Ardından Türk uzman hekimler gelip, bu bitkileri nasıl kurutmaları gerektiğini ve tıbbi değeri olan kremler ve yağlar üretmeyi öğretmiş. Bir yıl Fransızca eğitim almışlar. Boğatepe’de 650 endemik bitki olduğunu ve bunlardan 35’inin tıbbi bitki olduğunu öğrenmişler.

Zümran Hanım, amaçlarının “kırsaldaki kadınların toplumda yer alması olduğunu” ve “kadının yeri eşinin arkası değil, yanıdır”, “Atatürk bize seçme ve seçilme hakkımızı vermiş, evde mi otursaydık” diyerek anlatıyor.

Boğatepe’yi aynı zamanda bir ekoturizm köyü haline getirmişler. Yaz aylarında 3-4 günlük bir programa dahil edip, köy evlerinde misafir ediyorlar sizi. Bitki türlerini, hangisinin ne amaçla kullanılabileceğini, nasıl kurutulacağını öğretiyorlar.

Boğatepe Köyü ayrıca Kars gravyerinin çıkış noktası. Köyün eski adı “Zavot”, mandıra-üretim yeri demekmiş. Ayrıca katıldığınız program kapsamında peynir üretimi ile ilgili de eğitim alabiliyorsunuz.

Kurdukları peynir ve bitki müzesi görülmeye değer. Bu müze Türkiye’nin ilki unvanın 2. ekopeynir müzesi aynı zamanda.

Son bir not: Hâlâ öğrenmeye açıklar. Zümran Hanım, “köyümüze gelip bize bitki türleri ile ilgili bilgilerini aktarmak isteyen herkese kapımız açık” mesajını sizlere iletmemizi istedi.

ENDEMİK BİTKİ ZENGİNİ: BOĞATEPE

Tam adı: Büyük Boğatepe Köyü.

Eski adı: Zavot.

Nüfusu: 218.

Erkek; 135, kadın: 83.

115 kişi okuma yazma biliyor.

14 üniversite öğrencisi var.

2007 büyükbaş ve 632 küçükbaş hayvan varlığına sahipler.

Kaynak

Etiketler
Yorum bırakın
Toplam Yorum Sayısı 0
Henüz yorum eklenmemiş
İşleminiz Sürüyor, Lütfen Bekleyiniz
Hızlı Kargo
Siparişleriniz Aynı Gün Kargoda
Canlı Destek
%100 Müşteri Memnuniyeti
Güvenli Ödeme Sistemleri
Tüm Kredi & Banka Kartlarıyla Ödeme İmkanı
Kaliteli Paketleme
Ürünlerinizin Bozulmaması İçin Sağlıklı Paketleme